Düşünceler zamanla bulanıklaşıp kaybolur
ama gözler hiçbir şeyi unutmaz…
Cas Lowood, ihbarlar üzerine hayaletlerin peşine düşerek onları yok eden bir hayalet avcısıdır. Yeni görevi ise, evine adım atan herkesi acımasızca öldüren hayalet Anna Korlov'u yakalamak ve ondan kurtulmaktır.
Fakat Cas bu kez daha önce hiç rastlamadığı türden bir hayaletle karşı karşıyadır. Anna'nın içindeki, insanları öldürme isteğinin nedenini öğrendiğinde onun hayatına ve ölümüne dair sırlarla örülü gerçekleri de su yüzüne çıkarır.
Sonunda çok okumak istediğim bir kitabı okumuş bulunmaktayım.Kitabın kapağına vee adına bayıldım.Fakat kitabın içeriği çin aynı şeyi söyleyemeyeceğim,evet kitabın ilginç bir konusu vardı ama bana göre idare ederdi. Supernatural’dan çıkmış gibi ama ana karakterlerin daha liseli olması 25 yaşını geçmekte olan benim için olumsuz yönde bir etkiydi.Sanırım bu etken beni fazla etkiliyor bu yüzden yaşı benden küçük karakterleri olan kitapları pek beğenemiyorum.
Serinin ilk kitabı bu,ülkemizde ikinci kitabı da çıktı.
Anna’nın öldürülüş tarzı ve katiline çok ama çok şaşırdım,ne kadar ürkütücü,korkunç bir durum bu böyle.Keşke onu öldürenlerde Anna’nın elinden ölmüş olsaydı.
Cas ve Anna arasındaki şey sanırım yavaş yavaş aşka gidiyor ama bu imkansız aşkın sonu şimdiden belli.Umarım yazar bizi yanıltır da Anna’da yaşayamadığı hayatını yaşar rahatça.
Orta şekerli bir kitap olsada seriye devam edeceğim çünkü Anna'yı çok merak ediyorum.Umarım mutlu olur.
Hayalet kız ve hayalet avcısı arasındaki aşkı da ik defa okumuş oldum. :D
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder