Rita Hunter ile Söyleşi

Min Li Li | 12/02/2014 |
Untitled-1

Öncelikle yazarımızı biraz tanıyalım. :)

08.08.80’de Zonguldak’ta doğdu. 

İlkokul, ortaokul ve liseyi Zonguldak’ta okudu. Özellikle lise dönemimde, üniversiteyi kazanmaktan daha mühim gördüğü zengin bir Barbara Cartland koleksiyonuna sahip oldu. 

İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesini bitirdiğinde de çok sayıda kitap okumuş olmasına rağmen, yine de bir şeyler yazabilmek için eline kalem aldığı söylenemezdi.

Üniversitedeyken stajyer olarak başladığı şirkette öncelikle İnsan Kaynakları Sorumlusu olarak 2 sene çalıştıktan sonra 7 sene boyunca görevine aynı firmada yönetici asistanı olarak devam etti.

Amatör yazarların hikâyelerini yayınladıkları bir sitede, ilk denemesini yayınladığında çok iyi tepkiler aldı ve bu işi benimsedi. İlk kitabı Kalbimi Çaldın da öncelikle internet hikayesi olarak yayınlandıktan sonra okurlarıyla buluştu. Diğer kitapları Tatlı tuzak ve Ateş Serisi olmakla birlikte yazmayı asla bırakmayacağı için okurlarını yeni kitaplarıyla buluşturması yakındır.




1070093_628673573818884_1289492301_n

Öncelikle teklifimi kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederim. :)

1.Yazar olmaya nasıl karar verdiniz?

2009 senesinde karaladığım internet romanlarıyla başladım yazmaya. Niyetim yazar olmak değil, keyifli vakit geçirmek ve herkesin de aynı keyfi tatmasına vesile olmaktı. Okurlarımın desteği ve teşvikiyle dosyamı Epsilon Yayınevine gönderdim ve değerli yayınevim de dosyamın kitap olmaya değer bularak beni şereflendirdi.

2.Neden Rita Hunter? Mahlasınızın oluşum süreci nasıldı?

Bu bana ait bir düşünce değildi. Kimse yazdığı eserin altına başka isimle imza atmak istemez ancak yayınevim, önyargıların oluşacağını; herkesin Türk bir yazarın o dünyaları hissettirerek yazabileceğine inancının olmayacağını; eleştirilerin yapılacağını söylediğinde onlara katıldım ve yüzde yüz kendi bulduğum isimle karşınıza çıkmaya karar verdim.

3.İlk zamanlarda zorluk çektiğiniz anlar oldu mu? Çünkü tamamen farklı bir kulvarda yer alıyordunuz.Tarihi kurgu o zamanlarda çok sevilse de yerli bir yazarın bu türü yazması ve beğenilip beğenilmeyeceği endişesi oldu mu?

Yazmaya ilk başladığımda hiç zorluk çekmedim. Çünkü çok iddiam yoktu ama iş ciddileşip, kitap serüveni başladığında internet romanımın gerçek bir roman olarak yeterince güçlü olup olmadığıyla ilgili endişeler yaşadım. Daha fazla araştırma yapıp, daha çok üzerinde durarak bir kurgu oluşturmalıydım diye düşündüm ama asla başarısız olacağımı düşünmedim. Kendi kendime ilk romanımın diğer kitaplarıma eşsiz bir tecrübe olacağı inancını aşıladım ve sonrasında yabancı kaynaklar da dahil olmak üzere sayısız kaynaktan bilgi alıp farklı bir bakış açısıyla yazmaya başladım.

4.Kitabınızı okurken bir Türk yazar yazmış hissi vermiyor aksine severek okuduğumuz yabancı tarihi kurgu yazarları kadar başarılısınız. Bunun için özel bir çaba harcıyor musunuz?

Teşekkür ederim, amacım da bu zaten. İngiliz cemiyet hayatını anlatan yazarların çoğunun Amerikalı oluşu onların durumlarını da benden farklı kılmıyor aslında. Hatta birçok tarihi romansta modern, günümüz kadınını okuyor hissine kapıldığım oluyor. Karanlık çağın Avrupa’sını, cadı diye kadınların yakıldığı bir dönemi  anlatan kitaplarda kadının özgüveni bana inandırıcı gelmiyor ama kimsenin yazarın dönemi ifade edemediği gibi bir eleştiri getirdiğini duymadım da okumadım da…

Benim bir Türk olduğumu bilmeden okuyan kimsenin bunu anlayacağını düşünmüyorum. Önyargılar insanın fikrini köreltir. Bana göre kitaba hangi düşünceyle başlarsanız o düşünceyle bitirmeniz en büyük ihtimal. Başıma gelmedi de değil… Ama ben asıl okurumun “okur kriterlerinin” bilincinde olduğunu düşünüyorum. Eleştiriye her zaman açığım ama yersiz eleştiriler beni sadece güldürür.

Türk insanının mizah yönü çok gelişmiştir. Bazen yazdığım kitaplarda bizim dilimize ve kültürümüze mal edilebilecek bazı esprileri kullanabilmeyi çok istemişimdir. Bunu belirtmeden edemeyeceğim. :)

5.Bir kitabı yazma süreciniz nasıl gelişiyor? Kitabınızı yazmaya başlamadan önce o dönem hakkında araştırmalar yapıyor musunuz?

Araştırmaya asla ara vermem çünkü her seferinde yeni şeyler öğreniyorum. Bana göre en iyi kaynaklardan biri başarılı bulduğum yazarların kitaplarıdır. Örneğin Jane Austen kitapları… Konuyu genel hatlarıyla kafamda çizdikten sonra yazmaya başlıyorum ve devamı da yazarken şekilleniyor. Bugüne kadar hiç, baştan sona kadar kurguladığım bir kitaba başlamadım.

6.Yazarken sizi çok zorlayan, üzerinde defalarca düşündüğünüz bir karakter yada kitabınız var mı? Eğer varsa hangisi ve neden?

Ruhun Ateşi Brendan karakteri beni zorlamıştı. Çünkü çok soğuk, buna rağmen aşık olunası bir adam oluşturmalıydım. Olaylara verdiği tepkileri bazen defalarca kurgulayıp yazar, sonra da siler baştan yazardım. Uzun bir yazma süreci olmuştu benim için. Kadın karakterlerimi çok kolay oluşturuyorum çünkü her biri benden bir parça. Şu aralar Siyah Kadife’nin erkek karakteri Marcus beni biraz yoruyor. :)

7.Tarihi kurgu kadar günümüz hikayelerinde de oldukça başarılısınız.Julie Garwood,Judith McNaught ve Elizabeth Hoyt gibi historical romance kraliçeleri aynı zamanda günümüz romanları da yazıyor. İleride sizin de böyle bir düşünceniz var mı?

Neden olmasın. Şimdilik vakit darlığı yüzünden sadece tarihi romans yazıyorum ama ileride başka türlere de kayabilirim. Kendi adımla yazmaya başlarsam zaten günümüzden gideceğim. :)

8.Günümüz hikayeleri demişken Doruk Eroğlu’ndan bahsetmemezlik olmaz. Birçoklarının kalbini fetheden karizmatik yönetmenimiz ve çılgın kızımız Funda’nın hikayesi Küçük Yalan Büyük Gerçek’i bir gün kitap olarak elimizde tutma şansımız var mı?

Aslında bu, bir süre önce gündeme geldi ama ben kendi adımla çıkartacağım ilk kitabımın daha özenerek yazdığım, kusursuz bir kitap olmasını isterim. O nedenle Küçük Yalan Büyük Gerçek’in ya üzerinde biraz çalışacağım, ya da yeni bir kitap yazacağım. Henüz karar vermedim.

9.Ateş serisi Kalbin Ateşi kitabıyla son buldu. Sevincin yanında hüzünde vardı. Seriye veda ederken neler hissettiniz?

Hem sevindim hem de üzüldüm. Hele ki Son Sözü yazarken içim burkuldu. Daha fazla uzatarak tadını kaçırmak istemedim. Ama ileriki kitaplardan birinde bu üç çiftimizden bahsedeceğim, söz veriyorum.

10.Kitaplarınızı nerede yazıyorsunuz? Özel bir yazma köşeniz veya odanız var mı?

:D Buna hâlâ gülüyorum. Açıkçası bir yazma köşem yok, nereyi bulursam orada yazarım ben. Ama televizyon karşısındaki kanepenin sol köşesi favori mekanım. :)

11.Üzerinde çalıştığınız “Siyah Kadife” kitabınız hakkında biraz bilgi verebilir misiniz?

Sadece sizi Ateş Serisi gibi güldürmeyecek diyebilirim. Başka bir şey yok. :)

12.Son olarak “Rita Hunter” okuyucularına neler söylemek istersiniz?

Sizi çok seviyorum, yorumlarınızla yaşıyorum diyebilirim. Benim için yazmak, size ulaşmak… Siz benim ilhamımsınız. Hiçbir zaman başımdan eksik olmayın, sevgiler…

738398

Bu güzel cevaplar için bir kez daha teşekkür ederim.

Siyah Kadife'yi çok merak ediyorum.Ve yazarımız Ateş serisinin üç çiftini başka kitaplarını görebileceğimiz sözünü verdi!!!!!

10. soruya verdiği cevabı sevdim. :D

İster Rita Hunter mahlasıyla kitap çıkarsın isterse kendi adıyla çıkarsın her zaman destekleyip seveceğiz, bu yüzden sen hep yaz sevgili yazarım. :)

4 yorum:

Copyright 2013 © BİR OTAKUNUN DÜNYASI

BLOG DESIGN BY BİR OTAKUNUN DÜNYASI