Goodreads Puanı: 4.14
Seri Adı: Bir Aşk Serisi #2
Sayfa Sayısı: 360
Baskı Yılı: 2015
Yazar: Lemariz Müjde Albayrak
Yayınevi: Postiga
Adrian... Bir soy ismi olmaksızın hayatta tek başına tutunmuş güçlü bir erkek. Sahip olamayacaklarını arzularken yıkılan kurallar ve aşılan sınırlarla işlenen bir günah daha önce hiç bu kadar önemli olmamıştı. Maskenin ardına gizlenmiş ihtiyaçlarını saklayabildikçe yıkılmayacağına inanırken, sokakların kanunu aşk kapıyı çaldığında yeterli olacak mıydı?AĞIR spoiler içerir,eğer kitabı okumadıysanız yorumu es geçin lütfen. :3
Jasmine… Hayatından adadığı tek bir geceye ödenen bedellerin altında ezilmiş bir kadın. Arzularına yenik düşmek hiç bu kadar cezbedici olmamıştı. Peki, ya kırılan kalbi? Arzularıyla başa çıkamayan ateşli benliği teslim olduğu aşkın cehenneminde yanarken, maskesinin ardında gizledikleri kaybolan ruhlarına kılavuz olabilir miydi?
"Adrian yangındı! Yakan bir ateş... Tatlı tatlı çıtırdarken bir anda harlanan ve harlandığında yakıp yıkabilen, ardından yeniden başında şarkıların söylendiği bir kamp ateşine dönüşebilen bir yangındı. Şimdi de onun tenini dağlıyordu. Bir yangının aleviydi ruhundan ruhuna akan ve Jasmine yanıyordu. Küle döneceğini bile bile yanıyor, yandıkça harlanıp coşuyordu tükenen yüreği."
Kitabı biraz önce bitirmişken taze taze yorum yapayım dedim ama yine günlerce taslaklarda yoruma hazır hale getirmek için bekletirim yine. :D
Şimdi Hissiz'de yaptığım yorumda serinin diğer kitapları gittikçe daha iyi olur diye düşündüğümü belirtmiştim ve Maske ile bunu onaylamış bulunuyorum. :D
Hala o sonun etkisinde olsamda baştan başlayacağım yorumlamaya. :D
Hissiz'de dedim ki Adrian Alexander gibi ne odun ne de öküz olmaz,yapmaz öyle şeyler o.Sen çok beklersin Minn,bu erkekler neden böyle hep.Ama şükür ki Alexander kadar gıcık edip sinir krizleri geçirtmedi bana Adrian adamım. :P
Daniel Türkiye'ye gelince Jasmine ve Adriano'da Adrian'ın evinde sözde çalışan olarak kalmaya başladı başlamasına ama Adrian'ın Jasmine için başka planları var. :3
Biraz zaman geçtikten sonra Adrian ve Jasmine Adriano'ya iyi bir gelecek sunmak için evlenirler.Ve nikahta Daniel'de Türkiye'den yanında ayaklı bir bela getirir. :D
Daniel bir geliyor ve kardeşi evleniyor neler hissettiğini siz düşünün...
Kitapta bol bol Alexander,Heaven,Josephine ve Marcus'u da görüyoruz.Alexander beyimiz odunluktan romantikliğe terfi etmiş,okurken ne kadar şaşırdım öyle,yaa Alex efendi aşk insana neler yaptırıyor görüyoruz sayende.Seni hele birde kızını Adriano'ya kaptırdığında görmek istiyorum. :D
Daniel ah Daniel, yaa pardon Danyal mı demeliydim. :D Marcus'un hikayesini de çok merak etsemde senin ve sakar Yağmur'un hikayesini bir an önce okumak istiyorum ama yaa çok sevimli bir çift oldunuz,kesin bir sürü sakarlıklar olacak ve en önemlisi bizim damadımız oldun sen artık sanırım bu yüzden bu kadar çok bağrımıa bastım seni. :P
Hissiz'de Jasmine ve Adrian arasında olanları az çok anlamıştım,daha doğrusu anladığımı sanmıştım.Maske'yi okurkende hala öyle sanıyordum.Bir ara bu çocuğun babası kim moduna girdim.Çünkü Adrian olduğundan o kadar emindim ki ama yazarımız biraz ters köşe yapmış sanırım.Bazı şeyler açıklığa kavuşunca yani üç yıl önce olanların başlangıcını okuduğumuzda dedim ki hayır,nolamaz,Adriano'nun babası başkası mı????? Üç yıl önce olanların tamamen açıklandığı ve Isabelle'nin geldiği sahnede olanları okuduğumuz yere kadar da öyle düşündüm.Sonra birde ne öğrenelim.OMG !! Cidden burayı güzel yazmış yazar.Ben önce Adrian baba diye düşünürken sonra devreye Adrino girdi ve sonra tekrar oklar Adrian'a döndü. :D
Hissiz'de Adrino pislik gibi görünüyor hatta düğünde de öyle göründü ama yazarımız onun ve eşininde bir sahnesini paylaşmış ve böylece bize aslında düşündüğümüz kadar pislik olmadığını aksine Adrian gibi hayatının aşkını bulduğunu -tabi Adriandan yıllar önce- öğrendik.O kim mi? Isabelle,bir zamanlar Jasmine'in en yakın arkadaşı.
Neyse efendim işte Isabelle ve Jasmine konuşurken Adrian'da gerçeği öğreniyor ve Jasmine ile arasına bir süre mesafe koyuyor.Şimdi gelelim üç yıl önceki olaya.Burada kesinlikle Adrian'a çok kızdım.Yani tamam intikam falan almak istiyorsun da bu iddiada neyin nesi dostum madem kızdan etkilendin neden onun bir şey demesini bekledin ki,neden Adrino ile gitmesine izin verdin? -_-
Adrian'ın Jasmine ve Adriano'yu özellikle de Adriano'yu sahiplenişini çok sevdim.Başkasının çocuğu olduğunu sandığı zamanlarda bile sanki kendi çocuğuymuş gibi onu sahiplendi,sevdi.Bunda en büyük etken kendi çocukluğuydu sanırım.Onun geçmişte yaşadığı çocukluğa üzüldüm.Kimse böyle bir şey yaşamamalı bence,annesinin onu var gücüyle yaşatmaya çalışması ama sonunda daha fazla dayanamayıp ölmesi, çocukluğunu sokaklarda geçirmeye başlaması,13 yaşındayken sokakta geçirdiği ilk geceyi okurken aslında Adrian'ın Adriano'ya neden bu kadar çok sahip çıktığını daha iyi anlıyorsunuz.Adrian Jasmine'de kendi annesini görüyor bana göre ve onun çocuğuna da aynı şeyin olmasını istemediği için elindeki bütün imkanları onlara sunuyor.
Yukarıda Adrian'ın sahiplenişini seviyorum dedim ya,Jasmine'e ne kadar kızgın olsa da o benim karım,benim kadınım diye sahiplenişi yok mu? Ayy yerim ben sizi yaaa. <3
Zaten bu kitaplardaki karaktelerde olmasa -evde kalmış kızlar olarak- halimiz ne olurdu bilmiyorum. :D
Adrian Alexander'ın hayatını kurtardıktan sonra tanışıyorlar sanırım,ben öyle anladım.O geceden sonrada hayatı tamamen değişiyor zaten.Cidden burada Alexander'ı çok takdir ettim.Kimdir nedir demeden Adrian'a hem soyadını verdi hemde servetini.Adrian'da bir anda fakirlikten zenginliğe geçiş yaptı.
Bazı şeyleri okurken az çok tahmin edebiliyorsunuz mesela Jasmine'in kilo aldığını sanması ama aslında hamile olması gibi.Tabi kızımızın bile haberi yok. :D
Jasmine hastanedeyken Adrian'ın cidden şu ana kadar ki en sinirli halini gördüm sanırım,nasıl kızmış öyle. *-*
Ama sonradan tatlıya bağladılar olayı.Jasmine'in tehditine,Adrian'ın onu kandırmasına bayıldım. Ha birde unutmadan Alexander'ın ilk kitapta Adrian'ın yaptğı şeyin intikamını aldığı sahnede koptum. :D
Bu bebekler neden hep olmadık yerlerdedoğmaya çalışırlar ki!!
Angel'da tam olmadık yerde dünyaya gelmeye çalıştı yani Noel'in sorunlu gecesinde. :D
Heaven doğuruyorum diyor Alexander'ın beş cümlesinden üçü nefes al,en sonunda Heaven bırak nefesi doğuyorum diye isyan etti. :D
Ve o Parish tam tahmin ettiğim gibi çıktı. :D
Asıl benim inanmakta güçlük çektiğim şey Adrian'ın cinsel perhizde olması. :D
Yani Jasmine ile tanıştıktan sonra üç yıl boyunca hiçbir kadınla beraber olmamış,duyda inanma.Öğrenince yok artık dedim.Tabi cinsel perhizde diye kızlarla birlikte olmasa da kendi işini kendisi görmüş. :P
Senin gibi bir mükemmellik böyle bir şeyi yapıyorsa ne kadar inkar etse de o kıza sırılsıklam aşıktır arkadaş. :D
Yazarımız aşkın yanında kitaba birazda polisiye katmış ama bir kitapta çözülecek bir şey değil, bu Sabrina Jeffries'in Sharpe ailesindeki olay gibi seri boyunca kitaplara yayılmış.Çokta merak ediyordum oysaki,işler gittikçe ilginçleşmeye başlamıştı.Aklımda bir kaç senaryo var ama tutar mı bilemiyorum tabi. :3
İşte nihayet hala etkisinde kaldığım o muhteşem sona geldi sıra. :D
Angel sen nasıl bir kızsın böyle,o ad sana uymamış bence,sana daha böyle dişli,tuttuğunu koparan bir isim gerekiyordu.Sahiden de Adriano'yu kaçırıp Las Vegas'a götürdü ya.Kitabı kapatırken şoklar içerisinde kaldım. :D
Ama tuttum bu tavrını,tuttuğunu koparan ve ne istediğini bilen kız karakterlere ihtiyacımız vardı. Ama zavallı Adriano'cuğuma üzüldüm,şimdi Alexander bunu öğrendiği zaman kimbilir nasıl hırpalayacak yavrucağızı. :P
Tabi işin içine Adrian'da girince düşünün cümbüşü. :D
Kitabın tasarımını ilki kadar sevdim,iç tasarımı da çok güzeldi.Maske çok güzel düşünülmüş.Ayrıca imla hatası ve yazım yanlışı yoktu ya da ben görmedim.Sadece bir kaç yerde anlam bozukluğu oluşturacak cümleler vardı ama onlarda çok göze batmadı.
Birde yanlış mı hatırlıyorum yoksa hatamı bilmiyorum ama aklıma takıldı.Hissiz'de Daniel'in Türkiye'ye gelmesinin nedeni maden faciasıydı ki bunu okuyunca aklıma direkt Soma geldi ve bu olay 2014'te oldu ama kitap 2005'te geçiyor.Yazım yanlışı mı yoksa doğru mu emin değilim.Beni aydınlatabilir misiniz bu konuda. :)
Müjde Albayrak bundan sonra takip edeceğim ender yerli yazarlar arasında yerini aldı. :3
Kitap için önce Burçin'e sonra Postiga yayınlarına çok teşekkür ederim. ^^
Son olarak yorumu yazarken defalarca dinlediğim şarkıyı da paylaşım sizinle. :D
Bu defa gerçekten son olarak şunu yazıyorum ve yorumumu bitiriyorum. :D
Yazdığım yorumu iki kere okudum ve bayağı karışık olmuş bir paragrafta bir şeyden bahsederken diğerinde başka bir şeye geçmişim,buradan da şunu anladım ki ben planlı-programlı yorum yapamıyorum arkadaş, içimden nasıl geliyorsa öyle yazıyorum. :D
Wattpad'den gelme (bu tabir çok mu anormal oldu?) kitapları aslında okumayı düşünmüyorum. Yani ne bileyim çoğunluğu hâlâ wattpad hikayesi tadında olup saçma sapan şeyler içerdiği için sanırım. Ama öyle bir yorum yapmışsın ki hemen alıp okumalıyım dedim :)
YanıtlaSilBu tabiri sevmeyen yazarlarda tam tersine gurur duyan yazarlarda var ama bana sorarsan benim için farketmez wattpadden gelmesi,önemli olan içeriği.Son zamanlarda çok fazla yerli yazar çıktığı için bende okumayı düşünmüyordum çoğunu,takip ettiğim belli başlı yazarlar var,Müjde Albayrak'ta onların arasına girdi. :)
SilSerinin ilk kitabı Hissiz.Önce onu okumalısın ama okurken bu kız hani bu kitaba bayılmıştı diye bana kızma sakın. :D Hissiz kitabı Maske kadar iyi değildi,yani yine iyiydi ama Maske ondan bir tık öndeydi. :3
Seninde böyle okuyup beğendiğin yerli yazarlar varsa tavsiye beklerim. :))