Tür: Romantik
Yazar: Başak Kızıltan
Goodreads Puanı: 4.09
Sayfa Sayısı: 320
Baskı Yılı: 2013
Yayınevi: Önce Kitap
Azıcık SPOİLER olabilir.
Buse ve Berke… iki yaralı yürek.
Acılarının arkasında duracak kadar güçlü, ama sevgiye aç ruhlarının ihtiyaçlarına susamış iki insan.
İlk aşkından itibaren yaşadığı hayal kırıklıklarını, boşandıktan sonra kızıyla yeni bir hayat kurmak için ardında bırakarak
Göcek’te kendine bir cennet yaratan Buse…
Hayatını kurduğu yanlışın üzerinde ancak sorumluluklarına sarılarak durabilen Berke…
Bu iki roman kahramanını bu kitapta okumak size yetmeyecek!
Biliyoruz, devamını okumak isteyeceksiniz.
Buse sarsılmış yıkılmış bir vaziyette kalmıştı. “Aldattım... Seviştim… Uyudum…” kulağında hâlâ bunlar çınlıyordu. Bir de küstahlığa bak! Her şeyin tüm sorumluluğu onun üstüne yıkmıştı ilişkileri konusunda. “Sen bizim yolumuzu belirle...”
İnanamıyordu şu an yaşadıklarına, hissettiklerine inanamıyordu… O bir anda sinirlenen, bir anda parlayan, bir anda gülen, mutlu olan cıvıl cıvıl hayat dolu kız gitmiş yerine sanki dünyanın en sakin insanı gelmişti.
Öncelikle kitabı bana imzalı olarak gönderen Başak Kızıltan'a çok teşekkür ederim,çarşamba günü gelen kitaplar sürpriz oldu, imzalı olması daha da çok sürpriz oldu benim için. :)
Sonracıma gelelim başka bir konuya şimdi kitabı bana yazarı gönderdiği için kendi kendime okurken ve yorumlarken objektif olacağım dedim ve itiraf ediyorum yazarı daha önce okumadığm için,yazımı,tarzı hakkında pek fazla bir bilgim yoktu.Bu yüzden acaba sever miyim sevmez miyim diye tedirgindim.Bu yüzden kendimi birazcık kötü bir hikayeye hazırlamış olabilirim.Tabi kitap bana çok güzel cevap verdi orası ayrı. :D
Buselik'i okumaya başladığım zaman özellikle Cankat ve Saner'li yerlerde dedim ki eyvah bu kitap benim tarzım değil. *-* A.L Jackson'ın tarzına benziyordu buraya kadar.Eğer onun bir iki kitabını okuduysanız ne demek istediğimi anlarsınız.Kitabı okumaya devam ederken beni resmen ters köşe yaptı ki yorumumda bunu çok net bir şekilde görebilirsiniz.
Al Cankat'ı vur Saner'e,ikisinden de nefret ettim. *-*
Cankat gençlik ateşi diyelim ya Saner,o kadar koştun kızın peşinden hepsi sadece birlikte olma için miydi?Evlenmeyi düşünmüyordun madem ne diye kızı kendine yaklaştırdın,aşık ettin.Evlenmesi de babasının zoruyla oldu.Buse'nin bundan da haberi yok tabi.Evlendiler,Buse kaza ile hamile kaldı.İşte Saner'in foyası iyice çıktı gün yüzüne.Buse hamileyken yaptığı hareketler ve davranışlarıyla iyice nefret ettim ondan.Ya hamile bu kız hamile.Tek başına bırakılır mı?Hani seviyordun sen bu kızı,tekrar kazanmak için herşeyi yapmadın mı?Neden şimdi hem evliliğe hemde baba olmaya alışamadın.
İşte böyle saçma sapan bir sürü olaydan sonra Buse'de artık doldu bir noktadan sonra ne kadar sevse de ayrıldı Saner'den ki çokta iyi yaptı.Saner herşeyi hak etti pislik.Cankat'ın yaptığı davranış nefretlikse seninki çifte nefretlik. -_-
İşte bu sahneleri okurken aklıma nedense Son Pişmanlık kitabı geldi.Onda da buna benzer bir durum vardı,hamilelik ile ilgili.
Neyse efendim işte eğer kitap Buse'nin İstanbul'da yaşadıkları gibi devam etseydi puanım iki ile üç arası olacaktı ama Buse ne zaman İstanbul'dan ayrılıp Göcek'e geldi,kitap benim için daha da mükemmel oldu.Bu noktada kitap benim için ikiye ayrılıyor.Göcek'ten öncesi ve sonrası ya da Berke'den öncesi ve sonrası mı demeliyim. :D
Evet Berkekolik oldum ben sanırım. :D
Yok böyle bir erkek,hayır varsa da bizi bulmaz arkadaş. *-*
Berke ve Buse'nin sahnelerini çok ama çok sevdim.Berke cidden aşık oldum sana!!!!!!!! :D
Nasıl bir adamsın sen ya herşeyinle mükemmelsin,Buse'de benim gibi düşünmüş olacak ki kısa zamanda sana ısındı,en zor günlerinde seni yanında istedi,aşık oldu.
İlk başlarda ikisi de itiraf edemedi,kabullenemedi birbirlerine aşık olduklarını,ikisi de kolay şeyler yaşamadı sonuçta.Buse cidden hem Cankat aptalından hem de Saner gerizekalısından çok acı çekti.Berke desen evlenmiş ama kadın hayatı zindan etmiş resmen ona.Bu yüzden ikisi de -daha çok Buse- biraz tedirgindi bu ilişki için fakat Buse'nin en yakın dostu Seda'nın sevgilisi Ahmet -aynı zamanda Berke'nin dostu- bir oyun yapınca bunlara aşklarını itiraf ettiler. :D
Kitapta yer yer şarkılar ile de karakterlerin hislerini anlıyoruz.Benim için en önemlisi sanırım Buse'nin Berke'ye olan hislerini anlattığı ve şarhoşken söylediği şarkı. :D
Resim Gezginlerin okuma etkinliği için yaptığı resimdir,alıntıdır.
Bu şarkıyı dinleyen Berke yerinde durur mu hemen soluğu Buse'nin yanında aldı ve bummm ikisi de hislerini belli etti.Bundan sonra aslında ikisi de aptal aşık gibiyd bana göre özellikle Aksiseda'daki o hallerine bayıldım.
Berke ve Buse sahneleri aklıma geldikçe aptal aptal sırıtıyorum. :3
Evet benim için böyle bir kitaptı Buselik.Hani yabancı kitaplarda sıkça rastladığımız şehrin gürültüsünden, yaşadıklarının yorgunluğundan kurtulup Amerika'nın küçük bir kasabasına gidip orada yeni bir hayata başlayan türde kitaplar vardır ya işte Buselik'te böyle bir kasaba hikayesiydi bana göre.
Karakterleriyle, olaylarıyla daha bizden,daha samimi.
Buse'nin ailesini de Berke'nin ailesini de çok sevdim ben.Buse'nin kızı Nas ile Berke'nin oğlu Kaan ise kitabın en şirinleriydi.Kaan'ın nütfenn nütfennn diyen dudağını ısırmak istedim. :D
Buse'nin en yakın arkadaşı Seda'yı,Zeynep'i,Beril'i ve Berker'i de çok sevdim.Seda'nın kitabı çıktı.Yazarı daha önce takip etmediğim için bu seri hakkında pek bir bilgim yok ama umarım onların hikayelerini de okuruz.
Aksiseda'nın okuma etkinliği vardı ama seri olduğu için önce Buselik'i okumam gerekiyordu.Buselik'i okuyup bitirince dayanamadım ve aynı gün içerisinde Aksiseda'yı da okudum.Bir günde iki kitabı da bitirdim. :3
İkisini de bir günde okuduğuma göre gerçekten sevmiş olmalıyım kitapları. :D
Yazarın tarzını sevdim,yukarı da da bahsettiğim gibi kasaba hikayelerini seviyorum zaten.Kitap hakkında tek eleştirim yazarın hikayeyi üçüncü şahısın bakış açısıyla anlatırken bazı paragraflarda karakterin bakış açısıyla anlatması olmuş.O paragraftan sonra tekrar üçüncü şahısın bakış açısına dönüyor.Mesela bölüm bölüm olsa bu göze batmaz.Zaten günümüzde çıkan yabancı kitapların çoğu böyle olmaya başladı artık.Fakat böyle sayfalarda paragraf arasında olunca göze battı.Sanırım kitap hakkındaki tek olumsuz düşüncem bu olacak.Bunu da ikinci kitabında düzeltmiş yazarımız, onda böyle bir şey yoktu. :)
Şu yorumu bitireyim bir önce önce Aksiseda'nın yorumunu yazmak istiyorum. :D
Son olarak Berke der susarım. :3
“Sana öyle çok âşık oldum ki ne zaman içime işledin ne zaman vazgeçilmezim oldun bilmiyorum, tek bildiğim bundan sonra sensiz bir yaşam düşünemiyorum.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder