Yazar: Sinem Akça
Tür: Romantik Komedi
Goodreads Puanı: 4.50
Sayfa Sayısı: 448
Seri Sıralaması: Serisi #2
Yayınevi: Böğürtlen Yayınları
Baskı Yılı: 2015
Kadın olmanın rengi hep başkadır. Sevince pembe, âşık olunca kırmızı, fincanda kahverengi, alışveriş poşetlerinde gök kuşağı gibi rengârenktir kadın…
En yakın dostu Eros’un da okunu nereden fırlatacağı hiç belli olmaz… Tıpkı otuz iki yaşına gelmiş ve bu yaşına gelirken boş oturmayıp ikinci kocasını da nihayet kaçırmış; vurdumduymazlığı, hiperaktivitesi ile arkadaşlarına illallah dedirtmeyi başarmış Didem'in kalbine saplanan ok gibi!
Önce ‘Neyse hâlim çıksın falım,’ deyip kapattığı fincanda görüldü yakışıklısı, sonra da kaza yaptığı arabada. Dedik ya ilk ok, tabir yerindeyse dünya umurunda olmayan, sadece kendi keyfi için nefes alan, evinin etrafındaki tüm restoran kuryelerinin yakinen tanıdığı Bağdat Caddesi kokoşu Didem'e...
İkincisi ise İstanbul Emniyeti’nin gözbebeği, deli lakaplı, tuttuğunu koparan, tutarlı, disiplinli baş komiser Bora'ya isabet ediyor...
Didem’in en yakın arkadaşı olma talihsizliğini yaşayan Yasemin'in evliliği ve bebek heyecanı ile renklenen hayatı..
RKBT ve Sihirli kitaplık olarak yaptığımız ortak etkinlikten selamlar. :)
Taptaze bir yayınevi Böğürtlen'den çıkan ilk iki kitaptan biri Bana Şans Dile.
Sinem Akça'nın kalemi ile de ilk defa tanışmış oldum böylece. :)
Kitapta iki çiftmiz yer alıyor.Yasemin ve Erhan ilk çift,Bora ve Didem ise diğer çiftimiz.İkisi de ana çift.
Yasemin ve Erhan'ın evliliklerine doğru giden hikayelerini okumadığım için kitap bittikten sonra onu okumak istedim.Yayınevimiz bizi çok bekletmeden serinin ilk kitabı ile de buluşturacağı için şanslıyız. :D
Didem gibi bir arkadaş ödül mü yoksa ceza mı bilemiyorum.Hani derler ya düşman başına vermesin.Didem kesinlikle düşman başına versin dedirtecek cinsten.Yasemin ve Elif'e sürekli buyurgan davranması,hamile haliyle Yasemin'i sürekli peşinden süreklemesine gıcık olsamda Bora'nın karşısında süt dökmüş kedi gibi olmasını okurken de ayrı keyif aldım. :D
Yasemin ve Erhan çifti favori çiftim ama Didem Bora'nın yanında olduğu zamanlarda bu çiftte iş görüyor bence. :D
Bora İstanbul Asayişte komiser.Ama öyle bildiğimiz sıradan komiserlerden değil. Karizmatik, yakışıklı,uzun boylu,yapılı ve birazcık maço da olabilir.Tabi öyle astığım astık,kestiğim kestik değil. Sadece sevdiğine karşı birazcık fazla karışıyor o kadarcık canım. :3
Bu durumda sevdiği de Didem oluyor tabi.Zavallı adam başına nasıl bir bela aldığını bilmiyor diye düşünüyor insan ilk başlarda.Zira biz Didem'in hep emirvari,buyurgan,bencil davranışlarını gördüğümüz için Bora'ya tıpkı Yasemin gibi acıyoruz.Hatta bu adamın nesi eksikte Didem ile sevgili oldu diye de düşünüyoruz biraz.Ama işin boyutu öyle değil.Yasemin ve Elif'in yanında aslan kesilen Didem'ciğimiz söz konusu Bora olunca bildiğiniz aslandan kediye dönüşüyor.Evet,evet kesinlikle böyle oluyor.Onun yanında iken hanımefendice takılmalar,yemek hazırlamalar,temizlik yapmalar falan görseniz aaa bu Yasemin'e kök söktüren Didem mi? Hayatta inanmam dersiniz.İşte aşk nelere kadir geliyor görüyoruz değil mi? :D
Ama bu iyi anlamda bir değişim tabi.Zavallı Yasemin az çekmedi Didem'den, hemde o hamile haliyle.Kızı nerelere peşinden sürükledi Didem Hanım. *-*
Didem karakterini yazabilmek ayrı bir yetenek bence.Bu konuda yazarımızı tebrik ediyorum. :D
Gerçi her ne kadar bazen tıpkı Yasemin gibi beni delirtse de okurken çok keyif aldım.Onun bu işgüzarlıkları olmasa bu kadar komik olaylar olmazdı sanırım.Yani kimya mühendisliği okumasına rağmen falcılara,hocalara paraları yağdırmaktan vazgeçmeyen aksine onlara inanan,bütün işi gücü sabahtan ertesi güne kadar Bora'nın facebook profilinde gezip kendince Sherlock'çuluk yapan,sırf Bora ile karşılaşabilmek için Yasemin'i türlü oyunlarına alet etmeye çalışan,bir şey olduğunda gecenin bir vakti,sabahın körü demeden soluğu Yasemin'in yanında alan,Erhan Almanya'dan geldi Yasemin evine gitti diye karalar bağlayan bir karakterden bahsediyoruz canım,gerçekten okuması eğlenceliydi. :D
Yasemin ve Erhan çiftinin sahneleri çok romantikti,tamam hepsi olmasa bile çoğunlukla öyle canım.
Bu çiftn ne zorluklardan geçtiğini daha okuyamasamda bu kitapta aşklarının büyüklüğü görülüyordu.Yaseminsiz bir Erhan,Erhansız bir Yasemin düşünmek imkansız.Erhan'ın yabancı takıntısını pek anlamadım.Serinin ilk kitabını okuyunca anlarım belki de.
Erhan'ın Fırat'ı savunduğu sahnelerde ona kızdığım doğrudur.
Fırat kim mi? Adı batasıca kendisi Elif'in nişanlısı oluyor.Ama ne nişanlı.Pislik adam. Elif buralarda aşk acısı çeksin,beyefendi Almanyada bilmem kaçıncı sevgili yapsn kendisine. -_-
Elif'i başlarda görüyoruz sadece,sonlara doğru pek aktif değildi.Onun kitabı da kesinlikle olmalı.Fırat'tan daha üstün nitelikte biriyle karşılaşsın,hatta Fırat geri dönmeye kalksın ama avucunu yalasın falan.Süper olurdu. :D
Didem Bora'yı elde edebilmek için pek çalıştırmadığı beynini kullanıp türlü planlar yapa dursun, komiserimiz ilk adımı çoktan attı da böylece bizde Didem Hanım'ın Bora'yı elde etme maceralarını okumadan direkt ana konuya geçtik. Gerçi Didem sağolsun,planlarını hayata geçirememiş olsa da o planların yolunda yaptıklarını okumakta keyifliydi.Yine de ben Didem'in bu uğurda yaptığı planları ve zavallı Yasemin ile yaşayacakları maceraları okumaktan da büyük keyif alırdım sanırım. :D
Her ne kadar bazen beni sinir etse de Didem'in Bora'yı gerçekten sevdiği belliydi.Sonuçta kim sevmedği biri için değişmeye çalışır ki!Onların sonların bana göre yarım kaldı.Tamam mutlu son ama yine de devamını okumak istiyorum.Bora ve Didem'in yeni maceralarını dört gözle beklerken Yasemin ve Erhan çifti bence mutlulukta nirvanaya ulaşıp sahneyi Elif ve partneri ile Didem ve Bora'ya bıraktılar.Bu yüzden macera kaldığı yerden devam edecek diye umuyorum. :)
Yasemin ve Erhan çifti neden nirvanaya ulaştılar diye merak ediyorsanız o da size sürpriz olsun,tıpkı Yasemin'e olduğu gibi. :D
Son olarak Didem'in anneannesi hakkında yorum yapmamak olmaz.Müzeyyen Hanım'da resmen Didem'in yaşlılık halini gördüm yahu!
Kitap hem karakter bakış açısıyla hemde ilahi bakış açısıyla anlatılmış.
Karakter bakış açısıyla olan kısımları Yasemin'den okuyoruz.İlahi bakış açısı olan yerlerde Didem'in kısımlarını okuyoruz.Bu tarz anlatımdansa kitabın tamamının ilahi bakış açısıyla ya da bütün karakterlerin bakış açısıyla yazılmasını yeğlerdim.Kitap eğlenceli ve güzeldi de bu durum gözüme çok batmadı.Bora Komiserimizin düşüncelerini ilahi bakış açısıyla okusakta yinede kendi bakış açısıyla yazılan düşüncelerini de okumak isterdim ben. :3
Kitap kapağının ne kadar mükemmel olduğunu söylememe gerek var mı? Gerçeği resimden daha da güzel duruyor.Ayrıca kapaklar yumuşak,sert değil.Böyle dokunduğunuzda yumuşaklığı hissedebiliyorsunuz.
Kitaptan çıkardığım alıntıları daha sonra ayrı bir yazıda paylaşacağım. :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder