RKBT 3. Gün || Selvi Atıcı - SEN || Bunları Biliyor Musunuz?

"SEN" blog turumuz kapsamında daha önce benim hiç yapmadığım ama Kitap Arası Kahve Molası blogunun sahibesi Şefika'nın önceden yaptığı Bunları Biliyor Musunuz yazısı yazacağım. :)

 Yazarımızın 30 yaşında,iki kız çocuğu annesi bir ev hanımı olduğunu,

 E-kitap olarak yayınlanan kitaplarının Kimliksiz(Kitap oldu),Ben İyi Bir Kızdım,Neden,Leonard, Toplama Kampı, Hayalden Gerçeğe,Av olduğunu,

 Selvi Atıcı'yı yazmaya iten şey Edward'ın ne düşündüğünü deli gibi merak etmesi olduğunu,

Aslında daha önce şiir yazmışlığım bile yok. Daha çok kitap okuyordum. Sanırım dört yıldır yazıyorum. Beni yazmaya iten şey Edward'ın ne düşündüğünü deli gibi merak etmem oldu.- Twilight'ın Edward’ı- Kitabı okuduğumda tek merak ettiğim şey onun düşünceleriydi. Aldım kalemi elime ve onun hisselerini kendi çapımda yazdım. 

Toplama Kampı’nı aklına nereden geldiğini bilmediği, zincirlenmiş birinin görüntüsüyle kurguladığını,

 "Neden" hikayesinin gerçek hayattan parçalar içerdiğini,

 Hikayelerini daha önce başka yayınevlerine göndermediğini,

 İlk hikayesini 22 yaşında yayınladığını,

 Yazdıklarının yayımlanmasında en büyük katkıyı Tuba Özkat'ın yaptığını,

 Neden ve Ben İyi Bir Kızdım hikayelerinin kitap olmasını istediğini,

 Seçme şansı olsaydı eski çağlarda yaşamak istediğini ya da Osmanlı'nın en zengin çağında olmayı dilediğini,

 Favori serisinin Stieg Larsson'un Millennium Serisi olduğunu,

 En sevdiğin filmin "Not: Seni Seviyorum" olduğunu,

 Sen’in kurgusunun iki yıl önce ortaya çıktığını,kadın karakterlerin biraz daha baskın ve konuşulur olmasını istediğini bu yüzden Süheyla gibi bir karakeri yazdığını,

 Kurguyu tam olarak kafasında oturttuktan sonra notlarını toparlayıp yazmaya başladığında yaklaşık altı ay sürdüğünü,

 Önce Pinokyo’nun Rüyası'nın kitap olması için hazırlandığını ama tatsız bir durum ortaya çıktığı için Sen’e öncelik tanındığını,

 Sen’deki en sevdiği sahnenin Demir’in Süheyla’yı bulduğu ve itirafını yaptığı anları olduğunu,

 Kitaptaki favori alıntısının " Aşk, sağlam temelleri olan bir yapının bile çökmesine yetecek kadar güçlü bir düşmandı. İnsanı, kendi benliğiyle çatışmaya düşürecek kadar kancık ve hırslıydı. Süheyla’nın duygusallıkla işi yoktu, aşk bunu çok da umursuyor gibi görünmüyordu. " olduğunu,

 Kimi zaman kendi yazdığına ağladığını ve düzenlerken deli gibi güldüğü yerler olduğunu,en çok da yanlış yazdığı yerleri gördüğünde ‘Bunu kim yazmış!’ diye sitem ettiğini,