Zaten bu aralar kitap okuyamıyorum.Ya sıcaktan ya da okuma hevesim yok bu aralar.Bu yüzden bende tatile girdiğimden beri kendimi filmlere ve eski kore dizilerine verdim.
İzlediğim filmler hakkında bir kaç kelam edeyim diyerek unuttuğum blogumun yolunu tuttum.
Öyleyse yorumlara başlayalım;
1.MALEFİCENT
Angelina Jolie'yi çok severim ama Maleficent'i izlemek nasip olmamıştı bu haftaya kadar.
Gerek oyuncular olsun gerekse görsellikleriyle olsun çokca sevdiğim bir film oldu.Zaten Jolie'den daha azı beklenemezdi.
Bilinen masallardan Uyuyan Güzel'e bu kez kötü cadının gözüyle bakıyoruz.
Sanırım şu ana kadar gördüğüm en güzel kötü Angelina Jolie.Kanatları ve boynuzlarıyla birlikte muhteşem bir görüntüsü vardı.
Gerçi kötüde denemez, her ne kadar sevdiğinden gördüğü ihanetten dolayı kralın kızı Auroro'ya kötü büyü yapsada, Auroro büyüdükçe her seferinden ondan nefret ettiğini söylesede Maleficent onun koruyucusu oldu.Nefret ettiğini söylediği kız büyüdükçe ona karşı hissettiği duygular değişti ve bu sevgiye dönüştü.
Diaval ile Maleficent'i yakıştırdığım doğrudur.İkincisinde bir kaç duygusal sahne görsek fena olmaz. :D
Yakıştıran tek ben değilim. :D
Bu bakış ve gülüşe hayran oldum. 💗
Tabi kralın ona yaptığı en büyük kötülükten sonra gerçek aşka olan inancı kalmadı.Filmde gerçek aşkın öpücüğü kavramını çok güzel ele almış bence senarist.
Gerçek aşk,gerçek sevgi bir erkeğin hiç tanımadığı güzel bir kıza duyduğu sevgi mi yoksa kötüde olsa nefret ettiği çocuğa karşı zamanla sevgi besleyen ve onu koruyan kötü karakter mi?
Maleficent'in ikincisi de çekiliyor.Onu da heyecanla bekliyorum.
2. MİRROR MİRROR
Pamuk Prenses masalına farklı bir bakış açısı var Mirror Mirror'un.Yorumlara baktığımda seven olduğu kadar sevmeyende vardı.Bu yüzden kararsızdım, izlemek konusunda ama filmin sonunda yer alan müzikal sayesinde fikrim değişti.Buraya da ekleyim bu harika müziği.
Filmi fazlasıyla beğendim,dediğim gibi klasik masaldan çok başka bir anlatım olmuş ki bunu daha fazla sevdim.
Pamuk'un kaçmasına kadar normalle paralel gidiyor ama sonrasında değişiiyor.Buradaki cüceler hırsız mesela.Pamuk'a güçlenmesi için yardım ediyorlar,onu eğitiyorlar.Pamuk kılıç kullanmayı öğreniyor.Pamuk'ta onları hizaya sokuyor.Sadece hırsızlık olan amaçları artık halkı yardım etmek oluyor.
Klasik masalda Pamuk elmayı yer ve uykuya dalar.Onu kurtaracak olanda gerçek aşkın öpücüğü olan prens değil mi? Bunda ise tam tersiydi. :D
Bu sefer kötü cadımız ise Julia Roberts idi ama kendisi cidden kötüydü,ayrıca komikti.
Lily Collins'i ilk defa izledim bu filmle,kaşlarına bir sürü laf söylense de bence farklı bir güzelliği var.
Mirror Mirror'da masal, mizahi bir dille anlatılmış bir nevi.
Hem Maleficent'te hem de Mirror Mirror'da farkettiğim ve hoşuma giden bir şey var.Prensesler kurtatılmak için onları hiç tanımayan,uzaktan görüp aşık olan prenslerin onları kurtarması sayesinde hayatta kalmıyorlar.Tamam prensleri severiz ama gerçekçi olalım biraz, sadece dış görünüşünden aşık olan bir prens prensesine ne kadar aşık olabilir ki?
Görsel olarak tam bir şölendi.Bu iki filme de bir şans verin bence.
3. LOVESTRUCK THE MUSICAL
Son zamanlarda izlediğim en güzel romantik komedilerden biriydi.Üstelik müzikal tarzdaydı.
Müzikli ve danslı filmleri çok seviyorum,bu yüzden konusu merak etmiştim.İyi ki izlemişim.
Konu olarak çok bir şey sunmuyor size hatta klişe bile olabilir ama kendini severek izlettiriyor film.
Geçmişte dansçı olan Harper,ayağı sakatlanınca dansı bırakıp kareografide kendini işine adar.Kızını da kendisi gibi dansçı yapmak ister ve öyle yetiştiriri. Hazırlandıkları gösteri sırasında kızının düğünü olacaktır. İtalyan bir playboyla evlenecek olan Mirabella evlendikten sonrada İtalya'da kalıp gösteriden çekildiğini annesine söyleyince işler çığırından çıkar.
Harper bunu kabul etmez ve İtalya'ya ilk uçakla gider.Yalnız bir sorun vardır.İçtiği ilaç onu gençliğine döndürür.Kızının düğününe de uzaktan kuzen olarak gider.
Bu sırada devreye Harper'ın eski eşi,Mirabella'nın babası Ryan'da girer.Harper kendisine suç ortağı olsun diye onu da gençleştirir. Düğün haftasında yaptıkları anlatılıyor.
Öncelikle müziklerin hepsi oyuncular tarafından yeniden seslendirilmiş,ben çok sevdim.
En çok aşağıya videosunu bıraktığım şarkıyı ve dansı sevdim.
Eğlenceli zamanlar geçirmek isterseniz bir şans verebilirsiniz.
4.SET IT UP
Bu film bana birazcık Nefret Oyunu kitabını hatırlattı.Onunla benzerlik olan kısım iki karakterinde asistan olmaları. Patronlarından dolayı kendilerine hiç boş zamanları kalmayan Herper ve Charlie aynı binada çalışıyorlar.Tesadüf eseri karşılaştıktan sonra bir plan yapıyorlar; patronlarını birbirlerine aşık edecekler.Böylece kendilerine boş zaman kalacak.
Patronlarının bütün hayatlarını idare ettikleri düşünülünce bu pekte zor olmadı.Patronlar aşık olmasalarda sevgili oldular.Eh ikilimizde patronları için yan yana gelirken arkadaşlıkla başlayan ilişkileri de zamanla hoşlanmaya dönüyor tabi.
Son olarakta Cinderella Story serisini izledim.
İlk ikisini önceden izlemiştim ama üç ve dördü izleyince öncekileri de tekrar izleyim dedim.
Bu aralar pek istediğim gibi romantik komedi bulamayınca gençlik filmlerine ve eskiden izlediğim romcomlara sardım.
Hepsiden de konu klasik.Sindirellanın günümüz versiyonu.İlki hariç diğerleri müzik ve dansla harmanlanmış,bu da benim daha ilgimi çekiyor tabi.
Son film diğer üçüne göre bir iki tık aşağıda kalmış bana göre ama boş zamanınız varsa ve izlenecek film yoksa izlenebilir.
Oldukça keyifli bir filmdi.Netflix filmiymiş.Oyuncuları sevdim.Lucy Liu'yu da uzun zaman sonra izlemek güzel oldu.Charlie'nin patronunu sevmedim.
Romantik komedi filmlerinin eski tadını aradığım şu zamanlarda ilaç gibi geldi bana film.
5. CİNDERELLA STORY SERİSİ
Son olarakta Cinderella Story serisini izledim.
İlk ikisini önceden izlemiştim ama üç ve dördü izleyince öncekileri de tekrar izleyim dedim.
Bu aralar pek istediğim gibi romantik komedi bulamayınca gençlik filmlerine ve eskiden izlediğim romcomlara sardım.
Hepsiden de konu klasik.Sindirellanın günümüz versiyonu.İlki hariç diğerleri müzik ve dansla harmanlanmış,bu da benim daha ilgimi çekiyor tabi.
İlk filmi ben daha ergenken izlemiştim.O zamanlar One Tree Hill dizisi vardı,CMM de bayağı popülerdi tabi.Hilary Duff desen o da öyle.Hem popülerlerdi.Nedense filmi tekrar izlerken yaşlandığımı hissettim,hey gidi günler...
İkinci filmi izlerken Drew Seeley'in daha çok filmi çıkmalı diye düşünürdüm ama o zamandan bu zamana pekte filmi çıkmadı.
New Classic favorimdi.
Üçüncü film sayesinde Lucy Hale'i ilk defa izledim sanırım.
Hint balosu sahnesi güzeldi.Ayrıca başrol erkek karakterde iyiydi bence. :D
Make You Believe şarkısı favorim oldu.
Son film diğer üçüne göre bir iki tık aşağıda kalmış bana göre ama boş zamanınız varsa ve izlenecek film yoksa izlenebilir.
Bu tarzlarda tavsiye ettiğiniz filmler var mı?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder