Tess Gerritsen, zihninin karanlık kuytularında gezinen tüyler ürpertici ve kafa karıştıran cinayet kurgularını, Günahkar adlı romanında ustaca kaleme almış. Dünya döndükçe son bulmayacak olan iyi ve kötü arasındaki savaşı, ustaca şekillendirdiği karakterleriyle sahneye koyan Gerritsen korkuyu, son derece başarılı bir gerilim romanı olan Günahkar ile okuyucuların kalbine salıyor.
Tess'in tıbbı polisiyeyi harika yazdığı bir gerçek.Cerrah serisi muhteşem.
Tabi ben seriyi yavaş yavaş okuyorum orası ayrı. :D
Kitabı okurken sürekli bir şeyler tahmin ediyorsunuz ve hepsi de yanlış çıkıyor,en azından benim için öyleydi.Sonlara doğru yani son elli sayfda falan katilin kimliği tahmin edilebilir oluyor ama yine de kitabın başından sonuna kadar heyecanla okudum.
Birbirinden bağımsız gibi görünen cinayetlerin aslında tam tersi birbiriyle bağlantılı olması,daha da önemlisi yazarın bunu yazarken hiçte sahte durmaması kitabı okumaya daha çok bağlıyor insanı.
Rahibe Camille'in durumuna çok üzüldüm.Böyle duruma maruz kalan çocuklar var maalesef. :(
Önceden de bahsettiğim gibi kitabın başında okumaya başlarken bir sürü teori oluşturdum kafamda,herkese katil gözüyle baktım ama tabi hiçbiri tutmadı. :D
Rizzoli; baya baya seviyorum ben bu hatunu yahu.Kendinden emin duruşu,konuşması,o aksi tavırları falan.Üstelik yakışıklı mı yakışıklı ajan Gabriel Dean'ı da kaptı.Gabriel kitaplarda az yer alsada kendisini seviyoruz. :D
Yazarın üslubuna hayranım,nereden nereye bağlıyor konuyu.Sadece ufacık minnacık bir eksisi var o da bütün olayın kitabın son 50 sayfasında çözüme kavuşması ama bu çokta göze batmıyor benim için.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder