Yazar: Mürşide Toslak
Tür: Fantastik,Melek
Goodreads Puanı: 4.50
Sayfa Sayısı: 480
Yayınevi: Mendirek Yayınları
Baskı Yılı: 2015
Bir insan.
Bir melek.
Umutsuz bir aşk.
Ve büyük bir savaş.
Aden, sadece sıradan bir insandı. Düşmüş meleklerin dünyasında kendine bir yer bulduğunda ise tüm hayatı geride kalmıştı.
Şimdi onların arasında yaşaması için güçlü olması bile yeterli değil.
Ama o ölümden yeniden doğacaktı.
Artık karanlık tüm gücüyle Aden'i sararken sadece kendini değil, sevdiklerini de korumak zorundadır.
Ve gerçek aşk ya tüm bu karanlığın ta kendisiyse?
Yine de onun yanında kalır mıydınız?
Yasak Cennet’i Kitap Gurmeleri Blog Turu ekibi turunu yaptı.Bende konuk yorumcu olarak yer alacaktım ama maalesef internetsiz bir ortama gidince ve evdeki hesaplar çarşıya uymayınca maalesef bir iki etkinliğe katılamadım.Sonradan tek olarak yorumumu girerim diye konuştuk arkadaşlar ile de. :3
Öncelikle şunu söylemek istiyorum.Çok fazla popüler olmasalarda fantastik türde yazan yerli yazarlarımız daha önce de vardı ama benim bu türü yerli yazarlardan okumaya başlamam wattpadin meşhur olmasıyla oldu.
Şu ana kadar yanlış hatırlamıyorsam üç tane Türk fantastik kitabı okudum.Bir Deniz Kızı,Hilekar ve Yasak Cennet.BDKH pek fantastik sayılmasa da fantastik ögeler içeriyor.
Üçünü de sevdim.Yasak Cenneti okuyup beğendikten sonra, daha önceden Türk yazarlarımızın yazdığı ama pek bilinmeyen,popüler olmayan fantastik kitapları da okumaya karar verdim.Eğer sizin bu konuda önerileriniz varsa yazarsanız sevinirim.
Sonra gelelim kitaba. :D
Yazarın kurgusunu sevdim.Kendisine güzel bir dünya oluşturmuş.Karakterleri de sevdim.Bu yazarın ilk hikayesi mi bilemiyorum ama bazı yerlerde acemilik ve mantık hataları vardı.Ama yine de eğer ilk hikayeyse bence gayet başarılı bir iş çıkarmış,zaten bu türde yazmakta büyük cesaret benim gözümde.Malum ülkemizde daha çok yabancı fantastik kitaplar popüler.
Ve bu kitap benim melek konulu okuduğum ikinci kitaptı.İlkinin hangisi olduğunu söylemeyeceğim ama ondan kat be kat güzel olduğu kesin. :D
Spoiler olur diye içeriği hakkında değil daha çok karakterler hakkında yorum yapmak istiyorum.Zira kitapta o kadar çok şey var ki hangisini söyleyip hangisini söylemeyeceğimi bilemedim ve aşırı fazla spoiler olmasın dedim.
Aden’in annesi Türk,babası İngilizdi sanırım.Babaannesi ölünce Venedik’e taşınmış.Kitabı sevmemin bir başka nedeni de konusunun İtalya’da geçmesi. :3
Sanat Tarihi okumuş biri olarak İtalya’ya hayran olmamak elde değil.
Bir gece yaşlı birine yardım etmesiyle hayatı tamamen değişiyor.Hayatını değiştiren kişi ise Leonardo Maximillian.Leonardo’yu adından dolayı okurken di Caprio olarak hayal ettiğim doğrudur.Ve hem İtalya hem de Leonardo birleşince istemsiz bir şekilde aklıma hep Da Vinci’de geldi. :D
Leonardo ve Aden’in arasındaki ilişki bence çok çabuk kuruldu.Hani temellerinde biraz çatlaklar var bence.Yazar bunu daha iyi oturtsa buradan benim aralarındaki ilişkiden de öte bağa bayıldığım Bianca&Stephan gibi bir bağ çıkardı diye düşünüyorum.Ha böyle düşünüyorum diye sevmedim mi?Sevdim tabi ki, sadece temelleri daha sağlam atılsa yani bize gösterilse bu ilişki daha da bambaşka olurdu diye düşünüyorum.Çünkü okurken ister istemez aralarındaki ilişki çok çabuk baba-kız ilişkisine dönüştü diyor insan.
Leonardo’yu di Caprio olarak hayal edince ister istemez insan karakteri daha çok seviyor. :D
En güçlü düşmüş meleklerden biri olduğunu bilmekte öyle.
Aden’i de sevdim ama sonlara doğru Liam’dan hemen vazgeçince kızdım ona. *-*
Liam’ı kötü karakter olarak okuyoruz ilk önce ama sonra bir bakmışız ki kitapta asıl görmek istediğimiz karakter o. :D
Ve Aden için yaptıklarını okurken daha da çok sevdim.
Sonlara doğru yaptığı şeyde bile fedakarlık yaptığını,aslında bir amacı olduğunu düşünüyordum,haklı da çıktım.Zira diğer türlü olsaydı çok üzülürdüm.Yine de merak ettiğim bir soru var.İkinci kitapta bunun cevabını alırız diye düşünüyorum.
James ne yaptın sen abi ya!! *-*
Nedeni ne olursa olsun ihanet etmeyecektin.Haklı bir gerekçende olsa Leonardo gibi benim gözümde de bittin..Oysa ki ne eğlenceli bir karakterdin. :3
Ve Melioth…
Ay tamam Liam’ı sevdim ama ben Melioth’u daha çok sevdim ya. :D
Aden ile bağlanmasını hiç istemedim açıkcası.Zira maalesef üzülen taraf o olacak.Zaten Liam’ı iyileştirdikten sonra gitti. :/
Buradan sevgili yazarımıza bir duyuru;
Melioth mutlu olsun.Böyle ikinci erkek olarak geri planda ve üzülen taraf olmasın.İkinci başka birine aşık olsun ya da ne bileyim Melioth için ayrı bir kitapta yazılabilir yani.Kalp acısı çeken Melioth ve onun bu acısını dindirecek olan başka bir kız. İki dakika da konuyu buldum. :D
Sevgili yazarımızda artık bir şeyler yapar umarım.Melioth ya mutlu olacak ya da olacak.İşte o kadar!! :D
Aden’in rüyalarına giren kadın kim çok merak ediyorum.Sonu böyle bitince insan serinin ikinci kitabını daha da çok merak ediyor. :3
Esas kahramanımız kız olduğu için bence kapakta erkek değil de kız olsaydı daha iyi olurdu diye düşünüyorum.Yine de kapak görseli iyi.Bakınca aklıma Liam geliyor. :D
Redaksiyonunda da bir sorun yoktu.
Yorumun başlarında da dediğim gibi kitapta bazı mantık hataları ve biraz acemilik olsa da ben kitabı çok beğendim.İkinci kitabı da merakla bekliyorum. :D
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder