[Kitap] Senden Bebek İstiyorum

Min Li Li | 6/10/2015 |


Yazar: Aslıhan Akagöz
Tür: Romantik Komedi
Goodreads Puanı: 4.2
Sayfa Sayısı: 615
Yayınevi: Postiga Yayınları
Baskı Yılı: 2015
Senden Bebek İstiyorum Çünkü seni hiç unutmadım.
Bir adam neden baba olmak ister? Mutlu ve sıcacık bir yuvada kendinden bir parçaya hayat verip onu büyütmek için, olabilir mi? Ama Yiğit ve Mert'in baba olmayı kabul etmelerinin sebebi bu değildi. Büyükanneleri Pakize Hanım gülümseyerek, "İlk kim kucağıma bir torun verirse bütün servetim onundur," deyince Mert, sırf Yiğit'e bir konuda daha üstünlük sağlayabilmek adına kabul etmişti bu isteği. Tek niyeti Yiğit'i her konuda alt edebilmekti. Peki, Yiğit buna izin verecek miydi? Mert'in kendisini alt etmesine göz yumacak mıydı? Peki iş anne adaylarını ikna etmeye gelince neler olacak dersiniz? Aslıhan Akagöz'ün çok okunan romanlarından aldığınız tadı sürdürmeye devam edebilirsiniz. Eğlenceli ve bir an bile kesilmeyecek heyecanıyla elinizdeki kitapla yazara hayranlığınızın artacağını garanti ederiz.
"Benim size verebilecek hiçbir şeyim yok," dedi güçsüz bir sesle. "Hayır, yanılıyorsun Sedef." Adını adamın ağzından duymak garipti. Rahatsızlık vericiydi. "Sen şu sıra bana çok lazım olan o en önemli şeyi verebilirsin." "Ben anlayamıyorum. Mert Bey siz benden ne istiyorsunuz?" "Ben senden bir bebek istiyorum."


Aslında bu aralar okuma listemin içinde yoktu ama bir ara facebookta anasayfamda sürekli kitapla ilgili alıntılar görünce ve tur arkadaşlarımda kitabı övününce daha fazla dayanamadım ve okumaya başladım. :3

İlk zamanlar elimde biraz süründü itiraf ediyorum.100 sayfa okuduktan sonra bir ara okumayı da bıraktım arada başka kitapları okudum.Sonra dün tekrar elime aldım ve geriye kalan 514 sayfayı bir buçuk günde bitirdim.

Evet farklı bir konusu yoktu ama kitabın romantik komedi olması benim okumam için yeterli bir neden.Okurken oldukça keyif aldım.

İlk başlarda iki kuzen olduğu için biri kötü karakter falan olaca sandım ama öyle bir şey olmadı,sevindim. :3

Kitap iki çiftin hikayesini anlatıyor.Haliyle insan ister istemez kuzenlerin birinin tarafında oluyor.

Bendeniz Team Yiğit. *-*

Team Yiğit olsam da Mert'i de istemem yan cebime koy durumu var.Bu yüzden başlarda Sedef'e biraz gıcık olsam da sonradan kendini düzeltti.Bende sevmeye başladım ama hala favori couplem Yiğit&Feyza. <3

Bendeniz tarafındanYiğit ve Feyza daha fazla sevildiği için onlar hakkında daha çok yazabilirim.Yani evet bu bir taraflı yorum olacak. -.-

Tamam Yiğit taraftarıyım fakat Mert'te çok tatlıydı yahu.Bir noktadan sonra ikisine de ayrım yapamadım. :D

Ama gelinlerden hangisi favorin diye sorarsanız bakın bunda hiç tereddütsüz Feyza derim. :3
Sedefi de sevdim sonradan falan ama ne bileyim hala çok sevdim diyemem nedense Feyza'yı daha çok sevdim.

Kızların ve kuzenlerin arkadaşları arasında da bir şeyler olsun diye bekledim ama olmadı. *-*
Belis ve Arın'ın da bir hikayesi olur umarım. :D

Yiğit'in kıskançlıkları,aşkı,babalığı çok tatlıydı.Aynı şekilde Mert'in de öyle ama dediğim gibi Yiğit bir tık önde benim için. :3

Yiğit ve kıskançlıkları Vol.1 :3

Semih Güralp yanlarından ayrılır ayrılmaz, öfkeli bakışlarını tekrar karısının üzerine yöneltti. ‘’Eee nerede kalmıştık?’’
‘’Birlikte öğle yemeğine çıkamayız diyordum.’’diyerek çantasını omzuna taktı genç kız. Aynı zamanda masanın arkasından çıkarak, kocasının yanına doğru ilerledi. Yiğit’in bakışları bu sefer Feyza’nın bacaklarına kaymıştı.
‘’Bu etekle mi geldin sen işe?’’diye resmen kükredi genç adam. ‘’Bu yüzden sabah seni işe bırakmamı istemedin değil mi?’’
Feyza suçlu çocuklar gibi dudaklarını dişledi. Yiğit’in bu etekten hoşlanmayacağını elbetteki tahmin etmişti. Ama tepkisinin bu kadar büyük olabileceğini hiç hesaba katmamıştı. ‘’Ne varmış ki eteğimde? Herzaman giydiğim bir etek.’’
‘’Ne varmış diye değil, ne yokmuş diye sormalısın karıcığım!’’dedikten sonra, ellerini eteğin kenarlarına götürerek, aşağı doğru çekiştirmeye çalıştı, ama genç kızın dizlerinin iki karış yukarısındaki etek milim kıpırdamamıştı.
‘’Yiğit ne yapıyorsun sen?’’diyerek utançla etrafına bakındı. Ama Allah’tan öğle vakti, çalışanlar ortada pek görünmüyordu.

‘’Bu eteği nasıl giyersin Feyza? Sen beni çıldırtmaya mı çalışıyorsun? Hemen eve gidip, üstünü değiştiriyorsun!’’dedikten sonra karısının elinden tutarak, asansörlerin bulunduğu tarafa doğru çekiştirmeye başladı.

‘’Yiğit, saçmalama!’’ Kocasının arkasından boş asansöre bindiğinde, hala daha şaşkındı. ‘’Benim öğle yemeğine birine sözüm var, eve falan gidemem ben! Hem nereden çıktı bu kıskanç koca tripleri? Hani sen beni kıskanmıyordun?’’
Yiğit’in damarına bastığının bilincinde olarak gülümsedi. Yiğit ne kadar inkar ederse etsin, Feyza artık onun kendisini kıskandığına emin olmuştu. İşte bu yüzden içten içe büyük bir mutluluk duydu. Yiğit ise elini asansörün durdurma düğmesine götürerek, ‘’Doğru ya... Yemeği kiminle yiyeceğini hala söylemedin sen bana?’’dedi tehlikeli bir şekilde.
‘’Asansörü niye durduruyorsun ki? Hem söylememe gerek olduğunu düşünmüyorum.’’ Feyza’nın inatçı bir tavırla, burnunu yukarı dikerek söylediği sözlere kızmak yerine, içten içe eğlendiğini biliyordu Yiğit. Bakışları tekrar karısının bacaklarına kaydığındaysa, o eğlencelin ‘e’sinden bile eser kalmadı sonra. Feyza’yı asansörün köşesine iyice sıkıştırdıktan sonra, kararlı bir şekilde, ‘’Bu etekle, hiç bir yere gitmiyorsun!’’dedi.

‘’Yiğit, abarttığının farkında mısın? Neyi varmış eteğimin ya? Ayrıca dediğin kadar kısa da değil? Üstelik hatırlatırım ki, senden önce de hep bu şekilde giyiniyordum.’’
‘’Benden önce olanları bilmek istediğimden pek emin değilim güzelim, ama artık benimle evlisin ve benim istediğim şekilde davranacaksın! Bu yüzden ilk önce evimize gidiyoruz.’’
‘’Ben hiç bir yere gelmiyorum!’’diyerek kollarını göğsünün üzerinde kavuşturdu. ‘’Ayrıca yemeğe geç kalıyorum. Çalıştır artık şu lanet asansörü!’’

Yiğit ile Feyza'nın geçmişinde her ne kadar Yiğit Feyza'ya cephe almış olsa da Feyza'nın bunu yapmaya mecbur bırakılması nedeniyle pekte kızamadım ben Feyza'ya.Başında öyle bir üvey baba varken bu kadarla atlatmış daha kötü şeyler yaşamamış. *-*

En çok hoşuma giden sahnelerden bir tanesi Mert ve Sedef'in mesajlaşma sahnesiydi.Mert adamım isteyince karısına deli divane olabiliyormuş. :D
‘’Hala küs müyüz? Sabahki gül bile yumuşatamadı mı senin katı yüreğini?’’
‘’Ben bir gülle ağına düşürebileceğin kadınlardan değilim!’’
‘’Öyle olduğunu asla düşünmedim. Eğer düşünseydim, inan bana, şu an beni affetmen için sana yalvarıyor olmazdım.’’
‘’Bana yalvarmanı senden ben istemedim! Herkes kendi işine baksın bence! Sensiz gayet mutlu ve huzurluyum ben!’’
Mert'in kendini yaşlı hissetmesi durumuna cidden güldüm.Mert gibi biri Sedef'le sürekli ilkleri yaşadı ya ne desem bilemiyorum. Üniversiteli karısının yanında yaşlı hisseden Mert'i teselli etmek yine eşi Sedef'e düştü. :D

Feyza yeri geldiğinde bayağı bir cadı olabiliyormuş onu da gördük. :D
‘’Buyrun efendim?’’
‘’Şey... ben... Yiğit Bey’le görüşecektim.’’
‘’Randevunuz var mıydı?’’

Feyza’nın kaşları bu sözler üzerine daha da çatıldı. ‘’Olması mı gerekiyordu?’’derken buldu bir anda kendini. Sonra ne dediğini fark ederek, yüzünü hoşnutsuzlukla buruşturdu.
‘’Elbette, aksi taktirde Yiğit Bey’i göremezsiniz.’’
Karşısındaki kadına kıstığı gözlerinin arkasından, tepeden baktı. Bu arada onun üstündeki ultra dar gömlek dikkatinden hiç kaçmamıştı. Bu kadın her gün işe bu halde mi geliyordu yani? Yiğit’in karşısına böyle dar gömlekler ve kısacık eteklerle mi çıkıyordu? O anda kıskançlık tüm damarlarini ele geçirmiş durumdaydı. ‘’Ben onu her halükarda görebilirim tatlım.’’
‘’Anlamadım?’’

Feyza sakinleşebilmek için içine en derininden bir nefes çekti önce . ‘’Ben Yiğit Yücesoy’un eşiyim! Yani onu görmem için, randevuya hiç ihtiyacım yok.’’
Genç kızın şaşkınlıkla aralanan dudaklarını gördüğünde, içten içe zafer çığlıkları atmaya başlamıştı bile. Daha önce bu sözü öyle ulu orta söylemeye cesaret edemezdi oysa. Ama şimdi, bu evliliğin her anlamda gerçek olduğunu biliyordu. Yiğit onundu! Ve bu gerçeği korkusuzca herkesin yüzüne karşı haykırabilirdi.

‘’Eşi mi? Pa-pardon efendim. Ben bunu bilmiyordum.’’
Kız mahçupca elleriyle oynuyordu. Onun bu görüntüsü, Feyza’ya davranışından dolayı utanç duyması gerektiğini söylüyordu sanki. Ama kıskanan tarafı, yüreğine gelip yerleşmeye çalışan o suçluluk duygusunu anında bertaraf etmeyi başarmıştı.

O sırada arkasından gelen sese doğru döndü. ‘’Feyza?’’

Yiğit şaşkın, ama bir o kadar mutlu gözlerle karısına bakıyordu. Büyük adımlarla Feyza’nın yanı başına kadar geldi. Ardından sekreterini hiç umursamadan, onun beline sarılıp, yanağından öptü. ‘’Ne zaman geldin? Geleceğini bana neden haber vermedin?’’
Kocasını görür görmez, gözlerinin içi gülmüştü adeta. ‘’Sürpriz yapmak istedim.’’ Ardından ses tonunu iyice alçaltarak, genç adamn kulağına doğru fısıldadı. ‘’Ve tabi seni bir denetlemek gerekiyor dedim. Haksız da değilmişim.’’ Son sözlerini, onları büyük bir şaşkınlık içerisinde izleyen kadına ters bakışlar atarak söylemişti.



Feyza'nın üvey babası olacak alçak adamın bu kadar kolay hayatlarından çıkmayacağını tahmin ediyordum zaten,bu yüzden yaptığı şeyi görünce şaşırmadım ama çok kızdığım gerçek.
Feyza zavallım da kendince bir çözüm buldu ama elinde patladı olay.Sonra bambaşka bir boyuta geçti olay tamamen.

Feyza'nın arkadaşı Yiğit'e gerçekleri söylemesine sevindim.Bir nevi bizimkileri tekrar birbirine bağladı. :)
Yiğit'in kapı da Feyza'ya söylediğine öl bit yani. :3

Bu aralar yorum yapma yeteneğimi kaybettim sanırım. -_-
Kitabı okurken o kadar çok eğlendim ki ama nedense son zamanlarda okuduğum kitaplara doğru düzgün yorum yapamıyorum,ama yorum yapmazsam kitaplara haksızlık olur diye düşündüğümden üç beş cümle de olsa yazayım diyorum.Belki daha sonrada istediğim gibi yorum yapamadığım paylaşımlara dönüp yazarım tekrar ama o zamana kadar şimdilik böyle kısa yorumlar olacak. :/

Kitabın kapak tasarımı içeriğe cuk oturmuş,iç tasarımı da çok güzel zaten.
Redaksiyonda da bazı yerlerde gözüme çarpan hatalar oldu ama 600 küsür sayfada çok görmemek gerek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Copyright 2013 © BİR OTAKUNUN DÜNYASI

BLOG DESIGN BY BİR OTAKUNUN DÜNYASI