Kitap Adı: Aşk Kölesi
Orijinal Adı: Fantasy Lover
Yazar: Sherrilyn Kenyon
Türü: Fantastik
Yayınevi: Pegasus
Seri Sıralaması: 0
Dil: Türkçe
Sayfa: 400
Aşk her şeyin ilacı olabilir ama iki bin yıllık bir laneti ortadan kaldırabilir mi?
Sevgili okuyucularım,
Bir kadınla yatak odasında hapis kalmak muhteşem bir şey. İki bin yıldan uzun bir süre, yüzlerce yatak odasına hapsedilmekse pek hoş değil. Sonsuza kadar bir kitabın içinde aşk kölesi olarak kalmakla lanetlenmek, Spartalı bir savaşçıyı bile mahvedebiliyor.
Bir aşk kölesi olarak kadınlara dair her şeyi biliyorum. Onları nasıl etkileyeceğimi, onlara nasıl dokunacağımı ve en önemlisi, nasıl zevk vereceğimi… Fakat Grace Alexander'ın fantezilerini gerçekleştirmek için dünyaya çağrıldığımda, beni bir aşk kölesi olarak değil, azap dolu geçmişe sahip bir erkek olarak görebilen bir kadınla ilk kez karşılaştım. Beni yatak odasından çıkarıp bana dünyayı gösterme zahmetine giren bir tek o oldu. Bana tekrar sevmeyi öğretti.
Ama ben sevmek için yaratılmadım. Ebediyete kadar sevgisiz kalmakla lanetlenmiştim. Bir komutan olarak uzun zaman önce cezamı kabullenmiştim fakat sonra yaralı kalbimin, yokluğuyla yaşayamayacağı Grace'i buldum. Peki, aşk her şeyin ilacı olabilir mi? Bir laneti kırması gerçekten mümkün mü?
Makedonyalı Julian
Sherrilyn Kenyon kesinlikle en son favori yazarım.Bu seriyi neden daha önce okumamışım ki ben. *-*Konu bakımından belki de çoğu kişinin aklına gelmeyecek birşey;bir kitapa hapsedilip seks kölesi olmak.Ayrıca Kenyon mitolojiyi de çok güzel kullanmış.Her zaman mitolojiyi sevmişimdir.Bu yüzden güzel bir sürpriz oldu benim içinde.Seri baya baya uzun ama o kadar güzel ki şimdiye kadar serinin ilk üç kitabı yayınlandı,Pegasus keşke her ay bir kitabını çıkarsa serinin ancak o zaman yetişir ama bu gidişle üç-dört yılı bulur sanırım günceli yakalamak.
Kitabın konusu kadar karakterleri de birbirinden güzel,yakışıklı,sevilesi...
Üç kitabını okudum şimdiye kadar ama evde Ah Julian,Ah Kyrian,Ah Acheron diye dolanıp duruyorum.Kyrian serinin ikinci kitabında yer alıyor ayrıca Julian'in yaşarken en yakın arkadaşıydı.Acheron ise ilk kitaplarda yan karakter ama yazarda benim kadar çok sevmiş olacak ki taaa serinin sonlarına doğru 24.kitapta destan gibi bir kitap yazmış onun içinde.Onun kitabının olmasına çok sevinsemde serinin 24.kitabını Türkiyede beş yıldan önce görmemiz imkansız hatta hayal gibi birşey maalesef.Bu nedenle ingilizcesine başladım kitabın. :)
Neyse efendim seriden bu kadar bahsetmek yeter gelelim kitaba.Grace'in doğumgününde ona bir kitapçıda gördüğü kitabı alan Selena bu kitabın ne olduğunu biliyor ve inanıyor ama Grace bu tarz şeylere inanmıyor tabi.Selena'nın ailesi bir tuhaf aile. 2.kitapta bunu daha iyi anlarsınız. :)
Aşk kölesinin kitaptan çıkması için gerekenleri yapmasına rağmen hiçbir şey olmaz.bu sırada Selena gider ve Grace evde bir ışık huzmesi görür.Işık huzmesinden sonra ne görsün efendim boylu boyunca çıplak bir erkek. :)
Grace onu arzulamasına rağmen onunla olmak istemez ve bunun faydasını daha sonra Julian'ın bu lanetten kurtulmasında işe yarayacak.Julian'ın o kitaptan kurtulması için bir Alexander kadınıyla bir ay boyunca hiç seks yapmaması gerekiyor ve kitaba gireceği son gün ise kadınla sabaha kadar beraber olması gerekiyor.Bu aslında göründüğü kadar kolay değil.Zaman ilerledikçe Julian kendine hakim olmakta zorlanıyor.Ama Grace'in tutumu sayesinde bunun üstesinden gelmeyi başarıyorlar.
Kenyon'un bayan karakterleri de en az erkek karakterleri kadar harika bence.Aşık oldukları adamlar için sonuna kadar mücadele ediyorlar.Aptal,saf,gıcık ,sinir bozucu ve ilk zamanlar başkasına aşık olan karakterlerden olmadıkları için daha çok ilgimi çekiyor.Gerçi sadece üç kitabını okudum ama üçünde de böyle birşey yoktu.Sadece eski erkek arkadaşları tarafından yaralanmışlar.
Grace ve Julian'ın yanı sıra karşımıza çıkan mitolojik karakterlerde hikayeye renk katmış; Afrodit,Athena,Priapos.(Hiç sevmiyorum onu tabi. -_-)
Serinin ikinci kitabı Kyrian'ın hikayesiyle görüşmek üzere şimdilik hoşçakalınnnn....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder